Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KAYBEDERKEN ÖĞRENMEK!!!

Bu afacanlar okulumuzda yapılan mangala turnuvasında sınıfımızı temsil eden mangala takımı. Bir nevi kaybedenler kulübü de diyebiliriz :) Yüzlerinden pek anlaşılmasa da hiç biri finali göremedi. Ama gülümsemeleri de eksik değil. Turnuvanın akşamında kitabımı okurken sanki bizim için yazılmış bir bölüm özellikle dikkatimi çekti. Tam olarak şöyle diyordu: "Bütün dünyada sosyal medyada başarı fotoğraflarını görür dururuz. Öyleyse kaybedenler nerede? Okulumuzun gurur tablosu,sınıfımızın gurur tablosu,evimizin gurur tablosu uzar gider. Peki bu okulların, sınıfların,evlerin kaybedenleri nerede?" Okumaya ara verip düşündüm.Hakikaten kazanan sınıfınızdan olursa hemen bir fotoğraf alınır. Birinci olan öğrencinin ne kadar az umrunda olsa da öğretmeni ayrı ailesi ayrı sahiplenir. Gururla nasıl bu başarının kazanıldığını dillendirir. Sırça bir bebek gibi sarar sarmalar başarıyı. Eşe dosta anlatır, tutamaz içinde. Farkındaysanız bu durumdan dolayı bazı okullar, bazı sınıflar ve

İYİ ÖĞRENMENİN SIRRI: İYİ UYKU!!!!

Cumartesi sabahı kolay kolay uykuyu bırakıp erkenden kalkmam normalde. Bu haftada öyle olacaktı ama bir hafta önceden Eğitim Reformu Girişimi (ERG) 'nin yanı başımızda Bodrumda bir çalıştay düzenleyeceğini öğrenmiştim. Hem de #merakedenler etiketiyle. İlimizde böyle bir organizasyon varken kaçırırsam üzülürdüm. Galiba en az uykuyu sevdiğim kadar seviyorum öğrenmeyi. O yüzden uykudan fedakarlık edip hatta evdekileri de gaza getirip ailecek çalıştaya katılmak üzere Bodrum TED Koleji'ne yola çıktık. Ekin'de yanımızda tabi. Neyse ayrıntıları kısa keselim. Şimdi de hangi semineri dinleyeceğimizi seçmeye gelmişti sıra. Kaçırmak istemediğim bir sürü söyleşi arasından tercih yapmak zor olsa da Türkiye'de beyin ve öğrenme üzerine önemli çalışmaları olan Selçuk Can GÜVEN hocayı dinlemeyi tercih ettim. Konuşmaya girişinden sonuna kadar kendine has üslubuyla kısa sürede aktarabileceği en önemli şeylerden bahsetmeye çalıştı. Gelelim başlığımızın sebebine. Konuşmasında oldukç

EYVAH! ÇOCUĞUM TATİLDE :)

Tatilin başından beri yazmak istediğim bu yazıyı biraz geç olsa da paylaşabiliyorum sonunda. Başlık biraz acımasız mı oldu bilmiyorum ama tanıdığım pek çok anne baba evde kalan çocuklarıyla ne yapacaklarını bilememekten yakınır durumda. Çocukların sokakları varken durum bu kadar zor değildi aslında. Sokak ortadan kalkınca oyunlar ve arkadaşlık ilişkileri de ortadan kalkıp akşama dek ekran başında vakit geçiren ve asosyal bireyler kaldı elimize. Lafı çok uzatmadan kendi bildiğimce ve kendi anlayışıma göre neler yapabiliriz somutlaştırmaya çalışayım. İlk başta bakanlığın hazırlamış olduğu ve iyi düşünülmüş etkinlikler olduğunu düşündüğüm tavsiye listesini burada paylaşayım. Bu liste gerçekten dikkate değer ve faydalı bir liste. Eğitimin en önemli amacı beden,ruh ve zihin olarak sağlıklı bireyler ve toplumsal açıdan da iyi vatandaşlar yetiştirmektir. Bu liste de buna hizmet etmeyi amaç edinmiş. Her biri faydalı etkinlikler. Gelelim benim görüş ve önerilerime. Daha önce de belirtti

OKUL DÖNEMİNDE BESLENME REHBERİ

-           Okul Döneminde Beslenme -    Okul çağındaki öğrencilerin akademik başarılarının yanında ideal büyüme ve gelişmelerinin sağlanması için de sağlıklı beslenmeleri gerekmektedir. Bu konuda ilk görev ailelere ve sonra da öğretmenlere düşmektedir. Çünkü bu çağdaki çocuklar yaşam boyu devam edecek olan beslenme alışkanlıklarının çoğunu bu dönem içerisinde kazanmaktadırlar.    Bu dönemde çocukların beslenme alışkanlıklarını doğru şekillendirirsek, zaman içerisinde toplumun beslenme alışkanlıkları da olumlu yönde değişim gösterir. Beslenme, anne karnında başlar; bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemi şeklinde süregelir. Çocukluk yıllarında kazanılan doğru beslenme alışkanlıklarının yardımıyla kişi sağlıklı bir yetişkinlik ve yaşlılık dönemi geçirir. Çocuk, birçok konuda olduğu gibi beslenme konusunda da ilk eğitimini aile sinden alır ve ilk alışkanlıklarını ailesinden kazanır. Okul döneminin başlangıcıyla başka bireylerle iletişime geçip, sosyalleşmeye

ÇOCUĞUM HİÇ BİR DEDİĞİMİ YAPMIYOR!!!

   Ağaç yaşken eğilir sözünü duymayanınız yoktur. Davranışların erken yaşlarda düzenlenebileceğini vurgulayan ve doğruluk payı yüksek bir sözdür.    İlkokulun sonuna kadar olan dönem çocuklarımızın davranışlarını nispeten daha kontrol edilebilir ve kolay düzenlenebilir olduğu bir dönemdir.    Bu dönemde çocuğumuza belli alışkanlıları ve davranışları kazandırmazsak sonrasında gelen ergenlik döneminde daha zor zamanlar geçirebiliriz.    Bir çok anne-baba çocuğunun davranışlarını kontrol edememekten yakınmakta. Çünkü davranış değiştirme süreci zor ve uzun bir süreç. Yine her zaman söylediğim gibi her çocukta da farklı bir gelişim gözlenir.    Süreç her çocukta farklı ilerlemekle birlikte yönteme dair her çocukta aynı olan kurallar da var. Bunlar  sabır,disiplin ve tutarlı olmak olarak sayılabilir. Sabır: Ailelerin davranış yönlendirme konusundaki en büyük hatası alışkanlık haline gelecek kadar uzun süredir devam eden bir davranışı kısa bir sürede ortadan kaldırmayı beklemeleridi

TEKNOLOJİ... BULUNMAZ BİR NİMET Mİ? BİR BAŞ BELASI MI?

Çok sevdiğim ve bildiğim kadarıyla bir Azeri atasözü olan bir deyiş şöyle der: Aynı çiçekten arı bal yapar,yılan zehir yapar. Bu sözü akılları yettiğince zamanı geldikçe çocuklarımıza aktarmalıyız diye düşünüyorum. Çünkü üreten bir varlık olarak insan sadece olaylara maruz kalan olaylardan etkilenen bir varlık değil,aynı zamanda dünyaya ve olaylara yön verebilme becerisi de olan bir canlıdır. Bu nedenle karşılaştığımız her olayda bunu kendimize sormalıyız. Biz buradan bal mı yapmak istiyoruz yoksa zehir mi? Teknoloji de böyle aslında. Tamamen kullanım amacına göre değişebilen bir yapısı var. Banka ödemelerimizi,alışverişlerimizi,sosyal paylaşımlarımızı,bilgi gereksinimimizi,eğlence ve oyun ihtiyacımızı karşılarken bulunmaz bir nimet iken; internet üzeri dolandırıcılık,pornografi, çeşitli oyunlar yoluyla yapılan zorbalık ve ölüme kadar uzanabilen kötü uygulamalara bakarsak tam bir baş belası. Bu yazıyı son günlerdeki Momo isimli ve çocukları oldukça korkutan haberlerin üzerine yazm

MATEMATİK OYUNLARI

Matematik, ilkokuldan başlayarak tüm eğitim kademelerinde en sevimsiz en korkulan ders olarak görülme özelliğini yıllardır hiç bir derse kaptırmamaya devam ediyor. Sayı ve işlemlerin bazı çocuklar için tamamen soyut kavramlar olması bu özelliği pekiştiriyor. Bu nedenle sayı ve işlemleri somutlaştırabilecek her çalışma ve oyun biraz olsun bu dersin daha iyi anlaşılmasına katkı sunar diye düşünüyorum. Sınıf ortamında bu çalışmaları her ne kadar yapmaya çalışsam da bazı kısıtlılıklar nedeniyle hepsini her zaman düzenleme şansının olmaması nedeniyle evde de uygulanarak matematiği daha severek öğrenmeyi sağlayacak oyun önerilerimi burada paylaşmak istedim. 1-Yılan-Merdiven Oyunu Oldukça eğlenceli ve farklı amaçlar için kullanılabilecek bir oyun. Oyunu zar atarak ya da aşağıda da paylaştığım işlem çarkını çevirip gelen sayıya göre oynayabilirsiniz. Oyuncular oyuna başlamadan önce kendilerine birer asker seçip başlama noktasına koyarlar. Bu askerler silgi kalemtıraş gibi nesneler bile o

BİLSEM NE ÖĞRETMENİM?

Değerli okurlar; bu yazımızda konumuz son dönemlerde daha sık adını duymaya başladığımız ve sınav hazırlık süreci oldukça abartılmaya başlanan bilsem. Peki, nedir acaba bu bilsem? Giriş sınavı için hazırlık yapmaya gerek var mıdır? Çocuğumuzun bu konudaki ilgi ve ihtiyaçları nelerdir? Öncelikle bu ve benzeri soruları açıklayarak işe başlayalım. Kısa adı bilsem olup, açılımı bilim sanat merkezi olan bu kurumlar, özel yetenekli öğrencilere yeteneklerini geliştirmek üzere etkinlik ve proje tabanlı destek eğitim hizmeti sunan kurumlardır.  Bilim sanat merkezleri, özel yetenekli öğrencilere kendi potansiyellerini anlamaları, kendilerine ve topluma katkıda bulunabilmeleri için okullarda verilen eğitimi zenginleştiren ve farklılaştıran programları bünyesine alan kurumlardır.  Bu durumda özel yetenekli birey nedir sorusuna da açıklık getirmek isterim.  ÖZEL YETENEKLİ BİREY Yaşıtlarına göre daha hızlı öğrenen; yaratıcılık, sanat, liderliğe ilişkin kapasitede önde olan, öze

İLK OKUMA DÖNEMİ İÇİN KİTAP SEÇİMİ KRİTERLERİ VE KİTAP ÖNERİLERİ

Değerli okurlar, okuma yazma öğrenme sürecini başarıyla geride bırakan öğrenci,veli ve öğretmen için şimdi yeni bir aşamaya geçilmiştir. Artık okuma yazma biliyoruz,peki ne okuyalım. Pek çok öğrenci kitap seçimi aşamasında; öğrencinin bireysel gelişimini, okuma hızını, ilgilerini hesaba katmadan yapılan toptancı kitap önerileri nedeniyle okumaktan soğumaktadır. İşte bu hataya düşmemek için çocuğumuzu bireysel olarak tanıyıp kitap seçimlerimizi olabildiğince özelliklerine uygun olarak yapmamız gerekir. Bu yaş grubuna kitap seçerken nelere dikkat etmeliyiz. Gelin şöyle bir göz atalım. 1-Okuma Hızı ve Akıcılığı Her şeyden önce okumaya yeni başlayan öğrenciler arasında seviye farklılıkların olduğunu unutmayalım.Bazıları oldukça akıcı ve hızlı okurken bazıları kelimelerde uzun süre takılabilirler. Öyleyse yavaş okuyan, akıcı ilerlemekte zorlanan çocuklarımız için kısa sözcükler ve kısa cümlelerden oluşan kitaplarla başlayıp okumanın akıcılığı ve hızı artana kadar bunlarla devam edilme