Bu afacanlar okulumuzda yapılan mangala turnuvasında sınıfımızı temsil eden mangala takımı. Bir nevi kaybedenler kulübü de diyebiliriz :) Yüzlerinden pek anlaşılmasa da hiç biri finali göremedi. Ama gülümsemeleri de eksik değil.
Turnuvanın akşamında kitabımı okurken sanki bizim için yazılmış bir bölüm özellikle dikkatimi çekti. Tam olarak şöyle diyordu:
"Bütün dünyada sosyal medyada başarı fotoğraflarını görür dururuz. Öyleyse kaybedenler nerede? Okulumuzun gurur tablosu,sınıfımızın gurur tablosu,evimizin gurur tablosu uzar gider. Peki bu okulların, sınıfların,evlerin kaybedenleri nerede?"
Okumaya ara verip düşündüm.Hakikaten kazanan sınıfınızdan olursa hemen bir fotoğraf alınır. Birinci olan öğrencinin ne kadar az umrunda olsa da öğretmeni ayrı ailesi ayrı sahiplenir. Gururla nasıl bu başarının kazanıldığını dillendirir. Sırça bir bebek gibi sarar sarmalar başarıyı. Eşe dosta anlatır, tutamaz içinde.
Farkındaysanız bu durumdan dolayı bazı okullar, bazı sınıflar ve bazı kişiler hep başarılı olur.
Ya da ... Ya da biz yalnızca başarılı oldukları zamanlar haberdar oluruz.
Başarısızlık ise üvey evlat gibidir. Kapıdan girse bacadan kovulur. Kabul edilmez. Başarıdan daha yaygın olmasına rağmen görünmez,gösterilmez mümkünse gizlenilir.
Bu kez böyle olmasın dedim. Sabah ilk işim öğrencilerime haydi mangala takımımızla bir hatıra fotoğrafı çekilelim dedim. Ve yukarıdaki fotoğraf çıktı ortaya. Kazanmak kadar kaybetmenin de doğal ve bize ait bir tecrübe olduğunu hissetmeye çalıştık. Sadece kazanınca değil kaybedince de değerli olduklarını anlattım.
Bir de kayıplarımızdan dersler edindik. Kitaplardan kolay edinemeyeceğimiz kazanımlar:
1) Maça zamanında gelmediği için kaybeden öğrencim, işine zamanında gitmezse kaybedebileceğini ve sorumlulukların önemli olduğunu öğrendi.
2)Ben zaten herkesi yeniyorum diye oyuna başlayan öğrencim yenilince, asla işini ve karşısındakini hafife almaması gerektiğini öğrendi.
3)Çok iyi oynamasına rağmen kaybeden öğrencim bazen yalnızca çalışmanın yeterli olmadığını biraz da şansa ihtiyaç duyabileceğini öğrendi.
4)Kuralları yanlış uyguladığı için kaybeden öğrencim,yapılan tüm işlerin kuralları olduğunu ve bu kurallara uymazsa amacına ulaşamayacağını öğrendi.
Burası daha uzar gider zira güzel bir söz vardır. Başarıdan bir satır, başarısızlıktan bir kitap çıkar şeklinde.
Neticede hepimiz kaybederken bir sürü yeni şey öğrendik. Ve bu bizi önceki halimizden daha güçlü yaptı. Haydi şimdi eğlenip öğrenmenin ilk amaç olduğu yeni oyunlara.
Mehmet EROĞLU
Sınıf Öğretmeni
Bende kızıma güvenmeyi öğrendim hocam telefonda yarışma var ne olur kalayım anneciğim diye ağladığı
YanıtlaSilzamam ona güvenmeyip gelmesini istedim sonra çok pişman oldum inanırmısınız pişmanlıktan ağladım bu yarışmalar hepimizi büyüttü hocam... düşüncenize sağlık çok güzel yazmışsınız
Öğrenmek hayat boyu süren bir şey. Umarım zamanla çocuklarımızla ilişkimizi daha iyi bir seviyeye taşıyabiliriz. Yazılarımın katkısı olursa ne mutlu bana.
YanıtlaSilÇok etkileyici bir yazı hocam,bu yarışmalarda oğlum elendi ama gözlerinin içindeki ışık öyle derin ve anlamlı ki yüreğim burkuldu,ve bazen kaybetmek çok önemli daha iyisi olacaktır dedim ve ona sımsıkı sarıldım...
YanıtlaSilBöyle böyle öğrenecekler; daha çok çalışmayı,kendilerinde eksik olan yönlerin neler olduğunu bulmayı. Bu da aslında öz düzenleme dediğimiz sürekli birilerinin onları kontrol etme durumunu bitirecek. Ve ne yapabileceklerine kendileri karar verebilir hale gelecek. Maalesef bugün bir çok yetişkin bile bu becerilere sahip değil. Kayıplar öğrenme için çok önemlidir. Sadece kaybettiklerinde de yanlarında sevdiklerini görsünler.
YanıtlaSil