Ana içeriğe atla

OKUL DÖNEMİNDE BESLENME REHBERİ


-          Okul Döneminde Beslenme -

   Okul çağındaki öğrencilerin akademik başarılarının yanında ideal büyüme ve gelişmelerinin sağlanması için de sağlıklı beslenmeleri gerekmektedir. Bu konuda ilk görev ailelere ve sonra da öğretmenlere düşmektedir. Çünkü bu çağdaki çocuklar yaşam boyu devam edecek olan beslenme alışkanlıklarının çoğunu bu dönem içerisinde kazanmaktadırlar.

   Bu dönemde çocukların beslenme alışkanlıklarını doğru şekillendirirsek, zaman içerisinde toplumun beslenme alışkanlıkları da olumlu yönde değişim gösterir. Beslenme, anne karnında başlar; bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemi şeklinde süregelir. Çocukluk yıllarında kazanılan doğru beslenme alışkanlıklarının yardımıyla kişi sağlıklı bir yetişkinlik ve yaşlılık dönemi geçirir. Çocuk, birçok konuda olduğu gibi beslenme konusunda da ilk eğitimini ailesinden alır ve ilk alışkanlıklarını ailesinden kazanır. Okul döneminin başlangıcıyla başka bireylerle iletişime geçip, sosyalleşmeye başlayan çocukların beslenme davranışları da bu dönemde değişim göstermektedir.

   Okul dönemindeki çocukların ebeveynlerinin en temel sorunu kahvaltı yapmayı kabul etmeyen çocuklardır. Oysaki sabah kahvaltısının çocuk gelişiminde oldukça önemli bir rolü vardır. Akşam yemeği ile sabah kahvaltısı arasında geçen yaklaşık 8-12 saatlik arada vücudun gereksinim duyduğu enerjiyi ve besin öğelerini sağlayan ilk öğün sabah kahvaltısıdır. Yapılan birçok araştırma da güne farklı besin gruplarından oluşan bir kahvaltıyla başlayan çocukların, kahvaltı yapmayan çocuklara göre okul başarılarının daha fazla olduğunu göstermektedir. Kahvaltı öğrenme sürecine olumlu yönde katkı yaparak, çocukların problemleri daha rahat çözmelerini, derse daha iyi konsantre olmalarını, daha geç yorgunluk hissetmelerini sağlar. Bunun yanında kahvaltı yapan çocuklarda obezite görülme sıklığı da daha azdır.

Öğrenciler için hazırlanabilecek sağlıklı ve pratik kahvaltı önerilerinden bazıları şunlardır:
- Tam buğday ekmeği ile yapılmış peynirli bir tost, zeytin ve süt
- Tam buğday ekmeği üzerine sürülmüş tahin-pekmez, yumurta, domates, salatalık, yeşillikler
- Yarım simit, peynir, süt, mevsim sebzeleri
- Peynirli ve/veya maydanozlu-dereotlu ve/veya mantarlı omlet, zeytin, domates, biber, tam buğday ekmeği
- Peynir, 2-3 adet ceviz veya 10-12 çiğ fındık veya badem, 1 porsiyon mevsim meyvesi(1 muz, 1 elma, 1 armut, 1 portakal, 8-10 çilek gibi), tam buğday ekmeği
- Meyve veya kuru meyve, bal veya pekmez, çiğ fındık veya badem veya ceviz ve süt eklenmiş sade yulaf ezmesi

Okul döneminde sağlıklı beslenmeyi sağlayabilmek için neler yapmalıyız?

- Çocukların sağlıklı beslenme bilgisini ve alışkanlığını kazanabilmeleri için okul yönetiminden ek ders veya diyetisyen/beslenme uzmanı tarafından verilecek bir seminer talep edilebilir. Okullarda beslenme eğitimi ve danışmanlığının verilmesi, besinlerin öneminin yeterince anlatılması ve çocukların beslenme, büyüme ve sağlık arasındaki ilişkiyi örneklerle iyi şekilde anlayıp, özümsemesi beslenme alışkanlıklarının olumlu yönde gelişmesine katkı sağlayacaktır.
- Beslenme alışkanlıklarının kazanımı açısından aile çok önemli bir etkendir. Çocuklar daima anne ve babalarından gördüğü davranışları örnek almaktadırlar. Bu nedenle sağlıklı beslenen bir çocuk için ailenin de sağlıklı beslenme prensiplerini öğrenmesi, benimsemesi ve uygulaması gerekmektedir.
- Çocuklara ara öğün alışkanlığı kazandırılmalı ve bu öğünlerde sağlıklı alternatifler sunulmalıdır. Çocukların çantasına sağlıklı bir sandviç, taze veya kuru meyve, çiğ kuru yemişler, süt gibi sağlıklı besinler önceden konularak çikolata, cips, gofret gibi zararlı besinleri satın almaları ve tüketmeleri en aza indirilmelidir.
- Çocuğun okulda geçirdiği süre göz önünde bulundurularak, kantinde satılan yiyecek ve içeceklerin yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayacak içerikte olması sağlanmalıdır. Kantinlerde sağlıklı beslenmeye yönelik meyve, ayran, süt, sandviçler gibi yiyecek ve içeceklerin satılması gerekmektedir.
- Çocuğun sevmediği veya tüketmeyi reddettiği bir besin grubu varsa farklı şekillerde sunularak çocuğa tekrar denetilmelidir. Gereken durumlarda diyetisyene danışılmalı ve o besinler yerine alternatif olarak neler tüketebileceği öğrenilmeli, beslenmesine eklenmelidir.
- Evde çikolata, bisküvi, gazlı içecekler gibi sağlıksız besinler bulundurulmamalıdır ve aynı zamanda bu besinlere karşı aşırı baskıcı bir tavır sergilemekten de kaçınılmalı, onlar yerine tüketilebilecek sağlıklı alternatifler çocuklara sunulmalıdır.
- Özellikle iştah problemi olan çocuklarda yemekleri beraber hazırlamak gibi mutfak aktiviteleri yapılarak, çocuğun yemeği daha kolay ve severek yemesi sağlanmalıdır.
- Dışarıda yemek yemeyi seven çocuklar için hamburger yanına patates kızartması ve asitli içecek gibi ürünler yerine ayran ve salata gibi sağlıklı alternatifler söyleme alışkanlığı geliştirilmelidir. Çocuklara bu besinlerin sağlığımız için faydaları ve gereklilikleri anlatılmalıdır.
- Her konuda olduğu gibi yemek yeme konusunda da bir düzen ve programlılık durumu çocuğa kazandırılmalıdır. Ailecek sofraya oturmak, sağlıklı yeme alışkanlığı kazanımı açısından çok önemlidir.

Unutmayın! Besinler ilacımız, ilacımız besinlerimizdir… Çocuklarımızın düzenli, yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayarak sağlıklı bir neslin gelişimine katkı sağlayabiliriz.

            (Diyetisyen Elif Zeybekoğlu – 3S Diyet ve Beslenme Danışmanlığı – www.3sdiyet.com)

            Ricamı kırmayıp bu yazıyı hazırlayan Diyetisyen Elif ZEYBEKOĞLU'na teşekkür ediyorum. 


                                                                                                                                           Mehmet EROĞLU
                                                                                                                                            Sınıf Öğretmeni



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAYIP NESNE BULMA ETKİNLİKLERİ

Kayıp nesne bulmacaları çocukların büyük bir zevkle yaptıkları çalışmalar arasında bulunmaktadır. Keyifle çalışma imkanı sunmasının yanında kayıp resim bulmacaları aynı zamanda çocukların farklı algı alanlarının gelişmesine de katkı sunmaktadır. Bu çalışmaları yaparken öğrencilerin merak duygularının arttığı, detayları fark etme becerilerinin,olaylara farklı açılardan bakabilme,şekil zemin farklılıklarını algılayabilme yetilerinin geliştiği,dikkat süresi ve yoğunluğunun arttığı sınıf içi uygulamalarda bizzat tecrübe ettiğim gözlemlerdir. En az bu becerileri geliştirmesi kadar önemli olan duyuşsal özelliklerden sabır ve azim gibi olumlu kazanımları da desteklemektedir. Çocuklar çalışmalara ilk başlandığında her ne kadar hemen hepsini bulmak isteseler de zamanla beklemeyi ve pes etmeden denemeyi alışkanlık haline  getiriyorlar. Bu nedenle çok çok zorlanmadıkları takdirde ebeveynlerin yardım etmesine gerek yoktur. İstisnai durumlarda anne babalar yardımcı olabilirler. Yenilerini

BİLSEM NE ÖĞRETMENİM?

Değerli okurlar; bu yazımızda konumuz son dönemlerde daha sık adını duymaya başladığımız ve sınav hazırlık süreci oldukça abartılmaya başlanan bilsem. Peki, nedir acaba bu bilsem? Giriş sınavı için hazırlık yapmaya gerek var mıdır? Çocuğumuzun bu konudaki ilgi ve ihtiyaçları nelerdir? Öncelikle bu ve benzeri soruları açıklayarak işe başlayalım. Kısa adı bilsem olup, açılımı bilim sanat merkezi olan bu kurumlar, özel yetenekli öğrencilere yeteneklerini geliştirmek üzere etkinlik ve proje tabanlı destek eğitim hizmeti sunan kurumlardır.  Bilim sanat merkezleri, özel yetenekli öğrencilere kendi potansiyellerini anlamaları, kendilerine ve topluma katkıda bulunabilmeleri için okullarda verilen eğitimi zenginleştiren ve farklılaştıran programları bünyesine alan kurumlardır.  Bu durumda özel yetenekli birey nedir sorusuna da açıklık getirmek isterim.  ÖZEL YETENEKLİ BİREY Yaşıtlarına göre daha hızlı öğrenen; yaratıcılık, sanat, liderliğe ilişkin kapasitede önde olan, öze

BİZİM ÇOCUK OKUMUYOR :(

  Daha dün birinci sınıftık. Okumayı sökecek mi? Akıcı okuyacak mı? Öyle miydi, böyle miydi?  Derken 2. sınıf okuma öğrenildi ama nasıl hızlanacak? Okuduklarını nasıl daha iyi anlayacak?  Hooop geldi çattı üçüncü sınıf. Ama bir sorun var. Bizim çocuk okumuyor. Öğretmen sorup takip etmeden, anne baba başında beklemeden okumuyor. Yok yok olmayacak bu çocuk sözlerini duyar gibiyim. İlkokulun en önemli tarafı çocuğunuzun ne kadar bilgi ile doldurulduğu değil, ona hayatı boyunca rehberlik edecek doğru alışkanlıkları edindirmek için kritik bir dönem olmasıdır. Bu alışkanlıkların en önemlisi de okuma alışkanlığıdır. Fakat okullar ve biz öğretmenler bazen bilerek bazen de sistemin bir devamı olarak bu alışkanlığı yanlış uygulamalar yüzünden hiç yerleştirmeden kaybettirebiliyoruz.  Peki neyi yanlış yapıyoruz da bu ülkenin büyük bölümü yılda bir kitap bile okumuyor. Yıllarca okullarda eğitimini almasına rağmen kitap sözcüğünü duyduğunda yüzünü ekşitiyor. Ama aynı kitabın dizisi çıkınca ağzı açık