Ana içeriğe atla

KENDİ TABUMUZU ÜRETTİK :)

Tabu oyunu yaş grubu gözetmeksizin herkesi eğlendirebilen oldukça iyi bir oyun. Bu özelliğinin yanında oynarken farkında olmadan bazı becerilerimizi de geliştirebiliyor. İşin içinde hem eğlence hem de çeşitli öğrenme faydaları olunca hemen aklıma neden kendi tabumuzu üretmiyoruz fikri geldi.

Evet oyunun orjinaliyle oynarken de oldukça eğleniyorduk ama bazı sözcükler kültürel olarak çok yabancı kalabiliyordu. Bu da oyundaki eğlence ve gelişim miktarını bir nebze de olsa azaltıyordu.

Önce bir ödevle herkesin 8'er adet tabu sözcüğü hazırlayıp getirmesini istedim. Böylece içinden sözcük seçebileceğim güzel bir havuz oluştu. İçlerinden oyuna uygun olan ve yasak sözcükleri iyi belirlenmiş olanları ayırdım. Son olarak da bilgisayarda basit bir tasarımla kullanıma hazır hale getirdik.

Böylece tamamı öğrencilerimin fikir ve çalışmalarından oluşan tabu oyunumuz ortaya çıkmış oldu. Böyle giderse 4. sınıfa doğru kendi uçağımızı üretiriz gibime geliyor. ;)

Şaka bir yana kendi emeklerinin eseri olduğundan mıdır yoksa zaten oyunun çok eğlenceli olmasından mıdır bilmem. Bizim ufaklıklar her boş kaldıklarında tabu oynamaya başladılar.

Oynarken de zamanı iyi kullanma, hızlı düşünebilme, kelime dağarcığının gelişmesi, ilişki ve benzetme yeteneklerinin desteklenmesi gibi bir sürü kazanım elde edip eğleniyorlar. Bu da hem alıcı dil hem de sözel ifade becerilerinin gelişimini artırıyor.

Sizlerin de evlerinizde oynayabilmeniz açısından sayfalarımızı buraya yüklüyorum. Evlerde oynandığında tüm yukarıda saydığım katkılarına bir de aile içi iletişimi destekleme yönü eklenmiş olur ki o zaman da tadından yenmez.

Resim örnek olarak verilmiştir. Tamamına ulaşmak isteyenler https://drive.google.com/drive/folders/1f2eR4bxNI70ddR2W1NTOCEZH0URp5Xek bağlantıya tıklayarak ulaşabilirler.


Herkese faydalı olması dileklerimle. 


Sınıf Öğretmeni
Mehmet EROĞLU




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAYIP NESNE BULMA ETKİNLİKLERİ

Kayıp nesne bulmacaları çocukların büyük bir zevkle yaptıkları çalışmalar arasında bulunmaktadır. Keyifle çalışma imkanı sunmasının yanında kayıp resim bulmacaları aynı zamanda çocukların farklı algı alanlarının gelişmesine de katkı sunmaktadır. Bu çalışmaları yaparken öğrencilerin merak duygularının arttığı, detayları fark etme becerilerinin,olaylara farklı açılardan bakabilme,şekil zemin farklılıklarını algılayabilme yetilerinin geliştiği,dikkat süresi ve yoğunluğunun arttığı sınıf içi uygulamalarda bizzat tecrübe ettiğim gözlemlerdir. En az bu becerileri geliştirmesi kadar önemli olan duyuşsal özelliklerden sabır ve azim gibi olumlu kazanımları da desteklemektedir. Çocuklar çalışmalara ilk başlandığında her ne kadar hemen hepsini bulmak isteseler de zamanla beklemeyi ve pes etmeden denemeyi alışkanlık haline  getiriyorlar. Bu nedenle çok çok zorlanmadıkları takdirde ebeveynlerin yardım etmesine gerek yoktur. İstisnai durumlarda anne babalar yardımcı olabilirler. Yenilerini

BİLSEM NE ÖĞRETMENİM?

Değerli okurlar; bu yazımızda konumuz son dönemlerde daha sık adını duymaya başladığımız ve sınav hazırlık süreci oldukça abartılmaya başlanan bilsem. Peki, nedir acaba bu bilsem? Giriş sınavı için hazırlık yapmaya gerek var mıdır? Çocuğumuzun bu konudaki ilgi ve ihtiyaçları nelerdir? Öncelikle bu ve benzeri soruları açıklayarak işe başlayalım. Kısa adı bilsem olup, açılımı bilim sanat merkezi olan bu kurumlar, özel yetenekli öğrencilere yeteneklerini geliştirmek üzere etkinlik ve proje tabanlı destek eğitim hizmeti sunan kurumlardır.  Bilim sanat merkezleri, özel yetenekli öğrencilere kendi potansiyellerini anlamaları, kendilerine ve topluma katkıda bulunabilmeleri için okullarda verilen eğitimi zenginleştiren ve farklılaştıran programları bünyesine alan kurumlardır.  Bu durumda özel yetenekli birey nedir sorusuna da açıklık getirmek isterim.  ÖZEL YETENEKLİ BİREY Yaşıtlarına göre daha hızlı öğrenen; yaratıcılık, sanat, liderliğe ilişkin kapasitede önde olan, öze

BİZİM ÇOCUK OKUMUYOR :(

  Daha dün birinci sınıftık. Okumayı sökecek mi? Akıcı okuyacak mı? Öyle miydi, böyle miydi?  Derken 2. sınıf okuma öğrenildi ama nasıl hızlanacak? Okuduklarını nasıl daha iyi anlayacak?  Hooop geldi çattı üçüncü sınıf. Ama bir sorun var. Bizim çocuk okumuyor. Öğretmen sorup takip etmeden, anne baba başında beklemeden okumuyor. Yok yok olmayacak bu çocuk sözlerini duyar gibiyim. İlkokulun en önemli tarafı çocuğunuzun ne kadar bilgi ile doldurulduğu değil, ona hayatı boyunca rehberlik edecek doğru alışkanlıkları edindirmek için kritik bir dönem olmasıdır. Bu alışkanlıkların en önemlisi de okuma alışkanlığıdır. Fakat okullar ve biz öğretmenler bazen bilerek bazen de sistemin bir devamı olarak bu alışkanlığı yanlış uygulamalar yüzünden hiç yerleştirmeden kaybettirebiliyoruz.  Peki neyi yanlış yapıyoruz da bu ülkenin büyük bölümü yılda bir kitap bile okumuyor. Yıllarca okullarda eğitimini almasına rağmen kitap sözcüğünü duyduğunda yüzünü ekşitiyor. Ama aynı kitabın dizisi çıkınca ağzı açık