Ana içeriğe atla

Kayıtlar

TÜRKİYE'DE TAVUĞUN DEĞİL AMA ÇOCUĞUN HORMONLUSU MAKBULDÜR!

En son yayınlar

BİZİM ÇOCUK OKUMUYOR :(

  Daha dün birinci sınıftık. Okumayı sökecek mi? Akıcı okuyacak mı? Öyle miydi, böyle miydi?  Derken 2. sınıf okuma öğrenildi ama nasıl hızlanacak? Okuduklarını nasıl daha iyi anlayacak?  Hooop geldi çattı üçüncü sınıf. Ama bir sorun var. Bizim çocuk okumuyor. Öğretmen sorup takip etmeden, anne baba başında beklemeden okumuyor. Yok yok olmayacak bu çocuk sözlerini duyar gibiyim. İlkokulun en önemli tarafı çocuğunuzun ne kadar bilgi ile doldurulduğu değil, ona hayatı boyunca rehberlik edecek doğru alışkanlıkları edindirmek için kritik bir dönem olmasıdır. Bu alışkanlıkların en önemlisi de okuma alışkanlığıdır. Fakat okullar ve biz öğretmenler bazen bilerek bazen de sistemin bir devamı olarak bu alışkanlığı yanlış uygulamalar yüzünden hiç yerleştirmeden kaybettirebiliyoruz.  Peki neyi yanlış yapıyoruz da bu ülkenin büyük bölümü yılda bir kitap bile okumuyor. Yıllarca okullarda eğitimini almasına rağmen kitap sözcüğünü duyduğunda yüzünü ekşitiyor. Ama aynı kitabın dizisi çıkınca ağzı açık

KÜLTÜREL ÖGELERİMİZ

Bu yazıyı hayat bilgisi dersi konularından olan kültürel ögelerimiz konusuna ait içerik paylaşımı amacıyla yazıyorum. Kültür kavramı çocuklarımızın somutlaştırmakta oldukça zorlandıkları bir kavramdır. Kültürümüzü ve ders işlenişini daha iyi anlamaları açısından çocuklar için hazırladığım kültürel ögelerimiz videosuna buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Ayrıca videoda bahsettiğim bazı haritalarında bağlantılarını buraya bırakıyorum. Bu haritaları edinerek ülkemizin kültürel dokusunu çocuklarımıza daha iyi aktarabileceğimizi düşünüyorum. Çocuklarımızın kültürümüzle ilgili özel olarak merak ettikleri bir alan varsa paylaştığım bağlantılardan ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Bölgelere göre halk oyunlarımızın dağılımını gösteren haritaya ve bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.  İllerimize özgü yemek çeşitlerimizle ilgili haritayı buraya ekliyorum. Son olarak benim en hoşuma giden ve ülkemizin kültürel yapısını en geniş kapsamlı gösteren Türkiyemizi Ta

BOŞANMA SÜRECİ VE ÇOCUKLARA ETKİLERİ

Boşanma çocuğun hiç istemediği, fakat kaçınılmaz olarak sonuçlarına katlanmak zorunda kaldığı bir durum. Boşanan anne-baba yeterince sorumlu davranmadıkları takdirde çocukta uyum ve davranış sorunları ortaya çıkabiliyor. Unutmayın ki anne-babalıktan değil, eşinizden boşanıyorsunuz. Kişisel sorunlarınızı çocuğunuza yansıtmamanız en doğrusu. Aşağıda bahsedeceğimiz, boşanmanın çocuk üzerinde etkileri ve bu sürecin sağlıklı atlatılması için biz ebeveynlere ne gibi görevler düşüyor konusunda bilgi sahibi olmak. Bir çocuk fiziksel ve psikolojik gelişimini en güzel şekilde ailesinin içinde tamamlar. Çocuk hem annenin hem de babanın ilgisine, sevgisine ve şefkatine muhtaç bir varlıktır. Çocuğun ruhsal ve zihinsel açıdan sağlıklı olmasının başta gelen şartlarından birisi de elbette ki kişiliğinin ideal bir aile tarafından yoğrulmasıdır. Ancak günümüzde yıkılan ailelere ne yazık ki oldukça sık rastlıyoruz. Çocuğun dünyasından boşanmaya bakarsak, çocuk genellikle boşanmadan dolayı kendisini s

KENDİ TABUMUZU ÜRETTİK :)

Tabu oyunu yaş grubu gözetmeksizin herkesi eğlendirebilen oldukça iyi bir oyun. Bu özelliğinin yanında oynarken farkında olmadan bazı becerilerimizi de geliştirebiliyor. İşin içinde hem eğlence hem de çeşitli öğrenme faydaları olunca hemen aklıma neden kendi tabumuzu üretmiyoruz fikri geldi. Evet oyunun orjinaliyle oynarken de oldukça eğleniyorduk ama bazı sözcükler kültürel olarak çok yabancı kalabiliyordu. Bu da oyundaki eğlence ve gelişim miktarını bir nebze de olsa azaltıyordu. Önce bir ödevle herkesin 8'er adet tabu sözcüğü hazırlayıp getirmesini istedim. Böylece içinden sözcük seçebileceğim güzel bir havuz oluştu. İçlerinden oyuna uygun olan ve yasak sözcükleri iyi belirlenmiş olanları ayırdım. Son olarak da bilgisayarda basit bir tasarımla kullanıma hazır hale getirdik. Böylece tamamı öğrencilerimin fikir ve çalışmalarından oluşan tabu oyunumuz ortaya çıkmış oldu. Böyle giderse 4. sınıfa doğru kendi uçağımızı üretiriz gibime geliyor. ;) Şaka bir yana kendi emeklerini

KAYBEDERKEN ÖĞRENMEK!!!

Bu afacanlar okulumuzda yapılan mangala turnuvasında sınıfımızı temsil eden mangala takımı. Bir nevi kaybedenler kulübü de diyebiliriz :) Yüzlerinden pek anlaşılmasa da hiç biri finali göremedi. Ama gülümsemeleri de eksik değil. Turnuvanın akşamında kitabımı okurken sanki bizim için yazılmış bir bölüm özellikle dikkatimi çekti. Tam olarak şöyle diyordu: "Bütün dünyada sosyal medyada başarı fotoğraflarını görür dururuz. Öyleyse kaybedenler nerede? Okulumuzun gurur tablosu,sınıfımızın gurur tablosu,evimizin gurur tablosu uzar gider. Peki bu okulların, sınıfların,evlerin kaybedenleri nerede?" Okumaya ara verip düşündüm.Hakikaten kazanan sınıfınızdan olursa hemen bir fotoğraf alınır. Birinci olan öğrencinin ne kadar az umrunda olsa da öğretmeni ayrı ailesi ayrı sahiplenir. Gururla nasıl bu başarının kazanıldığını dillendirir. Sırça bir bebek gibi sarar sarmalar başarıyı. Eşe dosta anlatır, tutamaz içinde. Farkındaysanız bu durumdan dolayı bazı okullar, bazı sınıflar ve

İYİ ÖĞRENMENİN SIRRI: İYİ UYKU!!!!

Cumartesi sabahı kolay kolay uykuyu bırakıp erkenden kalkmam normalde. Bu haftada öyle olacaktı ama bir hafta önceden Eğitim Reformu Girişimi (ERG) 'nin yanı başımızda Bodrumda bir çalıştay düzenleyeceğini öğrenmiştim. Hem de #merakedenler etiketiyle. İlimizde böyle bir organizasyon varken kaçırırsam üzülürdüm. Galiba en az uykuyu sevdiğim kadar seviyorum öğrenmeyi. O yüzden uykudan fedakarlık edip hatta evdekileri de gaza getirip ailecek çalıştaya katılmak üzere Bodrum TED Koleji'ne yola çıktık. Ekin'de yanımızda tabi. Neyse ayrıntıları kısa keselim. Şimdi de hangi semineri dinleyeceğimizi seçmeye gelmişti sıra. Kaçırmak istemediğim bir sürü söyleşi arasından tercih yapmak zor olsa da Türkiye'de beyin ve öğrenme üzerine önemli çalışmaları olan Selçuk Can GÜVEN hocayı dinlemeyi tercih ettim. Konuşmaya girişinden sonuna kadar kendine has üslubuyla kısa sürede aktarabileceği en önemli şeylerden bahsetmeye çalıştı. Gelelim başlığımızın sebebine. Konuşmasında oldukç